“KONUT FİYATLARI YENİDEN ARTACAK”

İMSİAD Başkan Yardımcısı Lik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kurt, deprem gerçeğinin unutulmaması gerektiğini de belirterek, “Özellikle 1999 depremi öncesinde yapılan tüm binalarda risk tespiti acilen yapılmalıdır. Yüksek riskli binalar derhal boşaltılmalıdır. Türkiye’de 7 milyondan fazla, Bursa’da ise 600 bin riskli yapı olduğu biliniyor ancak bu binaların tek tek tespit edilmesi için hem vatandaş hem de yetkili kuruluşlar artık harekete geçmelidir” dedi. Lik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı, İMSİAD Başkan Yardımcısı Mehmet Kurt; konut piyasasında son durumu, konut kredisinde faiz oranları ve deprem gerçeğine karşı kentsel dönüşüm konusunda yapılması gerekenleri anlattı.

“EV SAHİBİ OLMAK İSTEYENLERİN SON ŞANSI”

İnşaat maliyetlerinde yaşanan artışa değinen Kurt, ev sahibi olmak isteyenlere çağrıda bulunarak şöyle konuştu, “Girdi maliyetlerindeki yüzde 80’e varan artışa rağmen konut fiyatlarına bu artış tam anlamıyla yansımadı.  Konut piyasasının faiz indiriminden sonra durağan seyretmesi ve kredilerin şu anda yüksek seviyede olması sebebiyle devam eden projelere maliyetlerdeki artış yansıtılmadı. Ancak özellikle yeni projelerde ciddi derecede fiyat artışı olacak. Konut alıcılarının uygun fiyatlardan ev almak için son şansları olabilir. İnşaat maliyetlerinin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda üreticilerin sattığı konutun yerine yenisini koyma şansı yok. Girdi maliyetleri inşaatçıyı zorluyor.”

KONUT FİYATLARINDA BÜYÜK ARTIŞ YAŞANACAK

 İnşaat maliyetlerinin artma sebeplerini de anlatan Kurt, “2017 yılında değişen imar yönetmeliği, sektörden birçok müteahhitin çekilmesine sebep oldu. Örneğin; önceden 100 daire yapılabilen bir arsaya şu anda 80 daire yapılabiliyor. Emsal değişikliklerinden kaynaklı bu durum üreticilerin kar oranlarını düşürdü. Arsa fiyatları artışa geçti. İnşaatın en temel gider kalemlerinden olan beton, demir, çimento ve iç dizayn için kullanılan tüm kalemlerde ciddi artışlar yaşandı. Tüm bunlarla beraber inşaat maliyetlerinde yüzde 80’e varan artış oldu. Yeni projelerde vatandaş şuan ki fiyatlardan ev bulamayacak.  Konut fiyatlarında çok büyük artış olacak.”

SEKTÖR VE VATANDAŞ FAİZ İNDİRİMİ BEKLİYOR

Konut kredilerinde yapılan faiz indiriminin ve 0.64 faiz oranının sektöre can suyu olduğunu ifade eden Kurt, “Düşük faiz oranlarıyla kredi imkanları keşke bir yıl daha devam etseydi. Ev sahibi olmak isteyen vatandaşlarımız ve üreticiler açısından çok önemli bir fırsattı. Bugün hükümetimizden beklentimiz konut kredilerinde faiz oranlarının 1’in altında olmasıdır.” dedi.

PROJE KREDİLERİ İÇİN İNDİRİM BEKLENTİSİ SÜRÜYOR

Konut kredisinde faiz indirimlerinin yeniden yapılması gerektiğini  ve proje kredilerinde de faiz indiriminin geçerli olması gerektiğini anlatan Kurt “Kredi projeleri yani tamamlanmamış konutlara verilen kredi oranın düşürülmesi hem alıcılara hem de müteahhitlere birçok fayda sağlayacak. Müteahhit açısından bakacak olursak hızlılık ve garanti anlamına da geliyor. Bir müteahhit proje kredisinden kredi alıp inşaata devam ediyorsa, o firma bir anlamda güvenilir firmadır. Proje kredilerinde müteahhit hızlıca parasını tahsis edebiliyor. Tüketiciler açısından baktığımızda ise, proje kredisi için bankayla anlaşma sağlamış bir firmalar zaten en güvenilir firmalardır. Banka bir nevi burada kefil oluyor. Konut alıcıları kendi üzerinde de kredi alabiliyor.   Müteahhit bu projeyi tamamlamadığı takdirde Tüketici Koruma Kanuna göre bankaya bir dilekçe vererek ödemiş olduğu parayı geri alabiliyor. Konut alıcıları da bu şekilde kendini garanti altına almış oluyor.”

,

“DEPREM DAYANIKLILIK TESTİ ZORUNLULUĞU GETİRİLMELİ, RİSKLİ YAPILAR TESPİT EDİLEREK TAHLİYE EDİLMELİ”

Kentsel dönüşümü tam anlamıyla hızlandıramıyoruz. İMSİAD Başkan Yardımcısı olarak önerim; “Özellikle 1999 depremi öncesinde yapılan bütün binaların risk tespitinin yapılmasıdır. Belediyeler, İMSİAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ortak bir çalışma yürüterek riskli binalar tespit edilmelidir. Test yapılan evlerde yüksek riskli olarak tespit edilen evlerin derhal boşaltılması gerekiyor. Vatandaşlarımız nasıl bir evde oturduklarının farkında değil. Günümüzde  C35 beton inşaatlarda kullanılırken, testler yapıldığında C6, C7 sınıf betonlarla karşılıyoruz. Vatandaşlarımızı bilgilendirerek, riskleri anlatmak gerekiyor. Sağlam görünen binaların çürük yapılar olduğunu ancak test yaparak anlayabiliriz. Türkiye’de yıkılması gereken 7 milyon binanın hiç bekletilmeden yıkılması gerektiğini söylüyoruz. Bursa’da ise 500 bin – 600 bin riskli yapı var. Az riskli, orta riskli, yüksek riskli binalar şeklinde kategorilendirerek harita üzerinde görmeliyiz. Tüm riskli binaların tespitinin ardından tahliyeler başlamalıdır. Kentsel dönüşüm yüksek riskli binalardan başlamalıdır.    Deprem testi zorunluluğu getirilmelidir. Tehlikenin ne kadar ciddi boyutta olduğunu gördükten sonra bir an önce harekete geçirilmesidir.  Herkes oturduğu binayı test yaptırması lazım.“