banner201

banner177

banner207

HUKUKİ PENCEREDEN COVID-19

Koronavirüs salgını ile birlikte ekonomik sorunlar patlak verdi. Avukat Damla Öztabak bu süreçte, ev ve iş yeri kiraları, iş yeri borçları, düğün organizasyonları ve çeşitli konularda ortaya çıkan ödeme sorunları  ve borçlar ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. İŞTE DETAYLAR

GÜNDEM 01.06.2020, 17:42 01.06.2020, 18:32
HUKUKİ PENCEREDEN COVID-19

Av. Damla ÖZTABAK

Ülkemizi hatta tüm dünyayı kasıp kavuran corona virüsün bu denli hayatımızı işgal ederek tüm düzenimizi alt üst etmesinin hukuki açıdan da pek çok sonucu olmaktadır. İnsanoğlu günlük hayatında gerçekleştirdiği alışveriş, hizmet, ticaret, iş gibi pek çok alanda sözleşmeler ile kendini güvenceye almakta ve tarafların karşılıklı sorumluluk çizgilerini belirlemektedir. İşte tam da bu noktada, corona virüs ile birlikte hayat düzenimizin değişiyor olmasının sözleşmelerimize etkisi nasıl olacak? Şu günlerde bu alanda en çok duyduğumuz ve sözleşmeler hukukunun odağında yer alan “mücbir sebep” tamlaması, bizlerin uzun bir süre daha dilimizden düşmeyecek gibi gözüküyor.

NEDİR ŞU MÜCBİR SEBEP?

Mücbir sebep kavramı ve mücbir sebep kapsamında hangi hallerin sayılabileceği 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununda açıkça düzenlenmediğinden, hangi hallerin bu kapsamda değerlendirilebileceği içtihatlar ile belirlenmektedir. Bu bağlamda; Yargıtayın ve doktrinin kabul ettiği ifade ile; mücbir sebep, sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline mutlak bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü olaydır. Deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doğal afetler mücbir sebep sayılır. Bizce, “pandemi” ilan edilmiş bir hastalık rahatlıkla mücbir sebep teşkil eder. İnsanların evlerinden dahi çıkamadıkları bir hayat düzeninde; sosyal hayatlarını, eğitim ve iş yaşamlarını hiçbir şey olmamış gibi devam ettirmelerinin mümkün olamayacağı aşikardır.

EVİMİZİN KİRA BORÇLARINI ÖDEYEMEZSEK NE OLACAK ? 

Ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğunu durum ve koşullar sebebi ile; 30.04.2020 ye kadar konut kira alacağına ilişkin kiralayan tarafından icra takibi yapılamayacaktır. Eğer ki 30 Nisan 2020 tarihinden itibaren süre uzamazsa ve icra takipleri yapılmaya başlanırsa, tebliğden itibaren 30 gün içerisinde kira borcu ödenmelidir. Peki o gün geldiğinde de ödeyemezsek ne olacak? Evini kiralayan kişi tahliye davası açmak zorunda, yani ertesi gün kapınıza dayanıp sizi evden çıkaramayacak. Ancak tahliye davalarına konu olacak ve tahminimizce çokça tartışılacak bir husus şu ki, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmesi, tahliye davalarında mücbir sebep konusunu gündeme getirecektir.

İŞ YERİMİZİN KİRA BORÇLARINI ÖDEYEMEZSEK NE OLACAK ?

Yeni yapılan düzenlemeye göre; 01.03.2020 ve 30.04.2020 tarihleri arasında kiracı kira borcunu ödeyemezse, kiralayan kira sözleşmesini feshedemeyecek. Ve bu dönem kiralayan, kiracının kira borçlarını tahliye sebebi sayamayacak.

Tabi belirtmek gerekir ki, kiracının kira borçları yine baki ancak kiralayan, kiracının bu sürelerde ödememiş olduğu kira borçlarını sebep göstererek kiracıyı iş yerinden tahliye edemeyecek.

Korona virüs salgını çok yeni bir salgın olması sebebi ile, bu alanda henüz karara bağlanmış bir yargı kararı bulunmamaktadır. 16.03.2020 tarihli genelge, cirolardaki düşüş, iş yerinin kapalı olduğu süre ve sunulabilecek her türlü yasal delil esas alınarak davada ispat aracı olarak kullanılabilecektir. Ayrıca ilgili kanun maddeleri, Yargıtay kararları ve doktrin göz önüne alındığında; korona virüsü salgınının mücbir sebep olarak değerlendirilebileceği, sözleşmenin haklı sebepler ile fesih edilebileceği, hakimden kira bedelinde düzenleme , kira sözleşmelerine ilişkin uyarlama, kira bedellerinin ödenmemesinin veya ortak giderler konusunda tedbir alınmansının talep edilebileceği kanatindeyiz.

AVM, İŞ YERİ KİRACILARI AÇISINDAN

Şu an yürürlülükte olan mevzuat uygulaması açısından; korona virüsü salgını nedeni ile AVM iş yeri kiracılarının kira bedelini ödeme yükümlülüğünün ihlali, ancak ve ancak bu edimin yerine getirilmesinin imkansız olduğunun kabulü halinde söz konusu olur. Bahse konu AVM kiracılarının mağazalarını kapatmaları, cirolarındaki düşüş de göz önüne alınarak aşırı ifa güçlüğüne düşecekleri aşikardır. Burada kira sözleşmesinin aşırı ifa güçlüğü sebebi ile uyarlanması mümkün olup olmadığı akla gelebilir. Ancak bu sorunu tartışmak için şu an erken olduğunu düşünüyoruz. Çünkü sözleşmenin uyarlanması geçici durumlar için öngörülen bir hukuki müessese değildir. Tabi mevcut durumun getirdiği fiili olguların da azımsanmayacak ölçüde devam edeceğinin anlaşılması halinde sözleşmenin uyarlanması gündeme gelebilir.

KORONA VİRÜS SEBEBİ İLE İŞÇİLER ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARILABİLİR Mİ? KORONA VİRÜSÜ, İŞ AKDİNİ HAKLI FESİH SEBEBİ MİDİR? KORONA VİRÜSÜ, İŞ KAZASI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEBİLİR Mİ?

Ücretsiz izin, Yargıtay kararlarına göre karşılıklı muvafakatle kullanılan bir haktır. Korona virüsü tehlikesi ve mücbir sebep hali düşünüldüğünde, işverenlerin işçilere mümkün olduğunca bu hakkı kullandırmaları gerekmektedir. Ancak burada da işveren kötü niyetli olarak, ücretsiz izin hakkını kullanan işçinin kullandığı izinleri daha sonra yıllık izinden düşemez.

Korona virüse yakalanmış bir işçinin, işveren tarafından iş akdinin sonlandırılması haklı bir sebebe dayanan feshin şartlarını oluşturmamaktadır. Yalnızca Korona virüs için değil, tüm hastalıklar bakımından, eğer bir işçi hasta ve hastalığın iyileşme ihtimali var ise, bu durum işveren açısından haklı bir fesih sebebi değildir. Ancak, hastalığın tedavi edilemeyeceği kesinse ve iş yerinde çalışması sakıncalı ise, işveren bakımından geçerli fesih gündeme gelebilir. Olaya işçi açısından bakacak olursak ise, işverenin korona virüsüne karşı gerekli tedbirleri almaması İş Kanunu kapsamında işçiye haklı sebeple derhal fesih hakkı vermektedir. Aksi halde yani  işveren tarafından iş yerinde gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda ,işçinin hayatını kaybetmesi ya da zarar görmesi ,işveren açısından hem hukuki hem cezai sorumluluklar doğuracaktır.

DÜĞÜN ORGANİZASYONLARINA İLİŞKİN ÖDEMELER NE OLACAK?

Elbette en büyük mağduriyet yaşayan kesimin içinde düğün organizasyonu planlamış olan kişiler yer alıyor. Bizce, düğün organizasyonunun hiç gerçekleşememesi ya da taahhüt edildiği şekli ile gerçekleşememesi halinde mücbir sebebe bağlı olarak ifa imkansızlığı sebebi ile sözleşmenin feshi yerinde olacaktır. Ancak bu gibi durumlarda sözleşmelerin kolaylıkla feshedilememesi için sözleşmelere cezai şarta ilişkin madde konmuş olabiliyor. Burada da somut olay dikkatle incelenerek, sözleşmede yer alan cezai şartın haksız şart kapsamına alınması yani geçersizliği talep edilebilecektir. Zira haksız şart oluşturan bir hükmün sonucu olarak sebepsiz zenginleşme hükümlerinin gündeme gelmesi kuvvetle muhtemel.

ÖZEL OKUL YA DA KURS ÜCRETLERİ ÖDENECEK Mİ?

Türk Borçlar Kanunumuz bu konuya ilişkin hususlarda gayet açık. Mücbir sebep dışında taksit ödenmemesi söz konusu olamaz. Velilerin burada dikkat etmesi gereken nokta; ilgili eğitim kurumu ile imzaladıkları sözleşmedir. Eğer ki sözleşmede mücbir duruma ilişkin bir madde varsa, zaten herhangi bir ücret ödemesi söz konusu olamaz.  Ancak sözleşmede bu duruma herhangi bir atıf yoksa, o zaman tartışma “ Yaşanan bu durum, mücbir durumu kapsıyor mu?” çerçevesinde gerçekleşir. Her ne kadar Türk Borçlar Kanunu sözleşmelerinde bağlılık ilkesi geçerli olsa da, ancak ve ancak öngörülemeyen durumlarda eğer borçlu taraf karşı tarafa ödeme yapmazsa bu durum temerrüt oluşmasına neden olmaz(temerrüt:kişinin borçlandığı edimi hukuki olarak yerine getirmemesi hali). Dünya Sağlık Örgütünün “pandemi” olarak nitelendirdiği, insanların sokağa dahi çıkamadıkları bir virüsten bahsediyoruz. Bizce,korona virüs salıgını mücbir bir sebeptir.

YURT DIŞI SEYAHATLARİ İÇİN ÖDEDİKLERİ ÜCRETİN İADESİNİ ALAMAYANLAR

Konaklamanın yanı sıra, ulaşım, kültür turu gibi iki veya daha fazla hizmetin satın alındığı sözleşmelerle ilgili, Tüketici Kanunu uyarınca yayınlanmış Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliğinde açık hükümler mevcuttur. Başlamasına otuz günden az bir süre kalan paket tur sözleşmelerinin mücbir sebep nedeni ile iptali durumunda turizm acentesi, Yönetmeliğin 16. Maddesinin 4. Fıkrası gereğince seyahate dair vergi ve harç ücretlerini belgelendirmek şartı ile üçüncü kişi ve kurumlara aktardığı, geri alınabilmesi mümkün olmayan ücretler dışındaki tutarları iade ederek rezervasyonun iptalini yapmak zorundadır. Aksi bir durumda, 10.390 TL.nin altında bulunan uyuşmazlıklarda  İl Tüketici Hakem Heyetinin görevli olduğu bilgisini de vermiş olalım.

Kısaca, olası ihtilaflarda sözleşmede yer alan mücbir sebep maddesinin içeriği ve yazılışı önem arz ettiği ve somut olayda yer alan ihtilafın içeriğinin önem taşıdığını belirtmek gerekmektedir. Korona virüs salgınının öngörülemeyecek bir olay olduğu Dünya Sağlık Örgütünün 12.03.2020 tarihli kararı ile pandemi yani küresel bir salgın olduğunu ilan etmesi mücbir sebep olduğunun kanıtıdır. Buna ek olarak, gerek Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Cumhurbaşkanlığı gerek Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı tarafından alınan kararlar dahilinde ülke genelinde pek çok olağanüstü tedbir alınması da mücbir sebep olgularını desteklemektedir.

Av. Damla ÖZTABAK

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:39
Güneş 06:11
Öğle 13:08
İkindi 16:53
Akşam 19:54
Yatsı 21:20
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P