banner177

banner193

TÜRKİYE'NİN İLK OTOMOBİLİNİ ARACININ TALİHSİZ SONU

Türkiye’de sanayinin bugünkü kadar gelişmediği yıllar… Henüz sac üretimi bile yok. Bu şartlar altında alınan bir karar tarihe geçti. Türk mühendislerinden 129 gün gibi kısa sürede otomobil üretmeleri istendi. Bu, neredeyse imkansız bir görevdi ama başarıldı.

GÜNDEM 29.10.2022, 12:15 29.10.2022, 12:39
TÜRKİYE'NİN İLK OTOMOBİLİNİ ARACININ TALİHSİZ SONU

TCDD’YE GÖREV VERİLDİ

Devrim arabalarının hikayesi, 16 Haziran 1961’de Ankara’da yapılan bir toplantıyla başladı. Devlet Demiryolları yöneticileri ve mühendisleri Ankara’da toplantıya çağrıldı. TCDD Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu toplantıda, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in talimatı doğrultusunda gelen yazıyı okudu. Buna göre ordunun ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi isteniyordu. Görev de TCDD’ye verilmişti. Hatta bunun için 1.400.000 TL ödenek ayrılmıştı.

O zamanın şartlarında verilen görevi yerine getirmek neredeyse imkansızdı. Üstelik bunun için tanınan süre çok azdı. Üretilen otomobilin 29 Ekim’e yetişmesi gerekiyordu. Toplantıya katılanların bir kısmı bunun çok zor olduğunu söyleyerek görevi kabul etmedi. Bir kısmı ise her şeye rağmen elini taşın altına koydu.

KOLLAR SIVANIYOR

Böylece Emin Bozoğlu başkanlığında bir ekip kurularak “Devrim" arabalarının yapımına başlandı. İlk iş olarak kullanılmayan bir bina, çalışmalar için uygun hale getirildi. Atölyenin zemini, sac levhalarla döşendi. Bir baş üstü gezer vinç, bankolar ve toplantı masası atölyeye yerleştirildi. Kapıya da zamanı gösteren bir levha asıldı. Levhada büyük rakamlarla geriye kaç gün kaldığı yazılıydı.

Ekip hızla organize olarak iş bölümü yaptı. Dizayn, motor-şanzıman, karoser, fren, elektrik donanımı ve döküm işleri gibi çalışma grupları oluşturuldu. Zorluklar ve imkansızlıklarla mücadele halinde geçecek günler başlamıştı. Mühendisler, 12 saatlik vardiyalar halinde çalışıyordu. Ama çoğu zaman atölyede birkaç saat kestirerek işlerine dönüyorlardı.

ZAMANA KARŞI YARIŞ

İlk etapta yapılması planlanan otomobilin ana hatları saptandı. Orta boyda 4-5 kişilik ve 1000-1100 kilo ağırlığında bir otomobil yapılacaktı. İmkanlar kısıtlıydı. Arabanın karoseri için hazırlanan maketlerden biri seçildi ve alçıdan modeli yapıldı. Karoserin tavanı ve kaput gibi sac bölümleri, işte bu modelden alınan kalıplarla yapılan beton bloklara çekildi. Ardından çekiç yardımıyla düzeltilerek tek tek yapıldı. Motor gibi başka bazı parçalar ise Sivas ve Ankara’daki TCDD fabrikalarında imal edildi.

Çalışmalar nihayet ekim ayında sonuç vermeye başladı. Ekim ortalarına doğru otomobillerden ilki neredeyse hazırdı. Üstelik birkaç parça haricinde tamamı yerli üretimdi. İlk otomobil böylece deneme sürüşlerine başladı. Mühendisler hemen ikinci otomobil için kolları sıvadı. Siyah renkte olmasına karar verilen bu otomobil, ucu ucuna yetişti. Öyle ki boyanın son katı 28 Ekim akşamı atıldı. Otomobilin pasta ve cilası Ankara’ya sevk esnasında trende yapıldı.

HUZURLARINIZDA “DEVRİM" ARABALARI

Sonunda beklenen gün geldi. Otomobiller, Eskişehir’den yola çıkmadan önce olası yangın ihtimaline karşı depoları boşaltıldı. Planlamaya göre Sıhhiye’deki benzin istasyonundan yakıt alınacak ve tören alanına gidilecekti. Devrim arabalarını taşıyan tren sabahın ilk ışıklarıyla Ankara’ya ulaştı. Ankara Demiryolu’na indirilen iki Devrim arabası, görücüye çıkmaya hazırdı.

Otomobiller, sabahın erken saatlerinde motosikletli trafik ekiplerinin eskortluğunda yola çıktı. Ancak eskort ekibinin yakıt ikmali yapılacağından haberi yoktu. İşte bu detay, Devrim arabalarının bütün başarısını gölgede bırakacaktı. Durum, Meclis’in önüne gelindiğinde fark edildi. Alelacele benzin bulundu. Getirilen benzin o aceleyle birinci arabaya konuldu. Tam ikinci arabaya sıra gelmişti ki Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel göründü.

Gürsel, Anıtkabir’e gitmek üzere ikinci sıradaki arabaya yöneldi. Otomobil çalıştı… Ne var ki boşaltılan deponun dibinde kalan yakıt ancak 100 metre gitmelerine olanak verdi. Cemal Gürsel, “Ne oluyor?” diye sordu. Cevap, Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu’ndan geldi: “Paşam benzin bitti.” Gürsel’den özür dilenerek hemen diğer Devrim arabasına geçmesi rica edildi. Gürsel, tarihe geçen ünlü sözlerini söyleyerek denileni yaptı: “Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama Doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz.”

İLK OTOMOBİLİN TALİHSİZ SONU

Bu aksiliğe rağmen Devrim arabalarının her ikisi de 29 Ekim’de görevini başarıyla yerine getirdi. Olmaz denilen olmuş, mühendisler her türlü zorluğu aşarak kısacık bir sürede ilk Türk otomobili “Devrim”i üretmeyi başarmıştı. Ancak ertesi günkü gazete manşetlerinde bu başarının yerine, biten benzin hikayesi anlatıldı. “100 metre gidip bozuldu” başlıklarıyla verilen haberlerde, o talihsizlikten sonra Devrim arabalarının Hipodrom’daki geçit törenine gittiğinden bahsedilmiyordu bile. Haberlerde ve yorumlarda Devrim arabaları için harcanan paranın boşa gittiğinden söz ediliyordu.

Devrim arabalarının öyküsü böylece sona erdi. Proje durdu. Üretilen arabalar depolarda çürümeye terk edildi. O maceradan geriye kalan bir tek araç, talihsizlikle biten öykünün tanığı olarak ayakta durmaya devam ediyor.

DEVRİM MÜHENDİSLERİNE SAYGIYLA...

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:30
Güneş 06:04
Öğle 13:07
İkindi 16:54
Akşam 19:59
Yatsı 21:27
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P