WALK TO COP 27 NİLÜFER’DE DÜZENLENDİ

Nilüfer Belediyesi, Walk To COP 27 Türkiye ayağına ev sahipliği yaptı. Walk To COP 27 buluşmalarını önemsediklerini belirten Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “Gelecek hakkında aynı kaygıları paylaşan kişi ve kurumların ortak bir çabada buluşmasını anlamlı ve değerli buluyoruz. Çünkü dünyamızdaki gelişmelere bakınca hepimiz karamsarlığa kapılıyoruz. Ekonomik kriz, savaşlar, enerji krizleri ve başlayan gıda krizi canımızı sıkıyor. Pandemi sürecinde hepimiz sağlığın, tarımsal üretimin, sağlıklı gıdaya ulaşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha farkettik. Yaklaşan iklim krizinin bu sorunları daha da büyüteceğini biliyoruz. O nedenle çok geç olmadan harekete geçmeliyiz.  Küresel bir sorunun çözümü için küresel bir farkındalık gerekir. Biz Nilüfer’de yurttaşlarımızda bu konularda farkındalık yaratmak için özel bir çaba harcıyoruz.  Nilüfer’de 2020 yılını Tarım Yılı, 2021 yılını Gıda Yılı ilan ettik. Bu kapsamda yurttaşlarımızı tarımsal üretime teşvik ediyor, anaokulu öğrencilerini bile tarımla tanıştırıyor ve sağlıklı gıdaya erişimi kolaylaştırmaya çalışıyoruz.” dedi.

“İKLİM KRİZİ HEPİMİZİN SORUNU”

Bu yılı İklim Yılı ilan ettiklerini hatırlatan Başkan Erdem, “Yaptıklarımızı uzun uzun anlatmayacağım ama ben konuşmama devam ederken, sizler ekranda Nilüfer’de tarımsal üretim, çevre sağlığı ve iklim konusundaki çalışmalarımızdan bazıların izliyor olacaksınız. 27. Taraflar Konferansı bu sene Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenleniyor. İlk taraflar konferansı 27 yıl önce Berlin’de gerçekleşmişti. Aradan geçen bu kadar zamanda iklim daha çok değişti. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin Altıncı değerlendirme Raporu’na göre; 1990’a göre atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde 59 artmış durumda.  Türkiye’nin de 1990-2020 arası sera gazı emisyonlarının yüzde 138 arttığı düşünülürse, sorumluluğumuz daha da artıyor. Aynı rapor; sıcaklık artışını 1,5 C’nin altında yüzde 83 ihtimalle tutmak için 300 milyar ton karbondioksit bütçemiz olduğunu söylüyor. Bu 2010-2019’da toplam bütçenin üçte ikisi. Yani yüzde 83 ihtimal için kalan bütçeyi çok tutumlu kullanmamızı şart koşuyor. Görüldüğü gibi sorun giderek büyürken çözüm de aynı oranda zorlaşıyor. Peki böylesi bir zirveye ev sahipliği yapan Nilüfer bu durumu çözebilir mi? Yoksa umutsuzluğa kapılıp izleyici mi kalalım? Belediyecilikte iklim bir ölçüt değil. Ama artık bu tanımı değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü iklim krizi hepimizin sorunu. O nedenle bırakın devletleri, belediyeleri, her bireyin bu konuda sorumluluk hissetmesi gerek.” diye konuştu.

“İKLİM KRİZİ KONUSUNDA FARKINDALIK YARATACAK ÇALIŞMALARA YOĞUNLAŞTIK”

Nilüfer Belediyesi’nin iklim değişikliği ile ilgili çalışmalarına 10 yıl önce başladığını ifade eden Erdem sözlerini şöyle sürdürdü: “ 2014’de ilk taahhütümüzü verdik. Ardından geçtiğimiz yıl hedeflerimizi revize ettik. 2030 yılında her Nilüferli hemşehrimizin emisyonlarını %40 azaltarak toplam emisyonların 2019 yılına göre %16 azaltacağımızı taahhüt ettik.  Bu pek çok ülkenin yaklaşmadığı bir hedef. Ama buna biz inandık. Az önce de söylediğim gibi vatandaşlarımızda iklim krizi konusunda farkındalık yaratacak çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Toplumun her kesimi yaklaşan krizin farkına vararak sorumlu davranmalı.  Bu düşünceyle biz çocuklarımızı bile iklim krizi konusunda eğiterek düşünmeye yöneltiyoruz. Bizi hedefe ulaştıracak uygulamaları hayata geçiriyoruz.  Örneğin ulaşımda bisiklet kullanımını destekliyoruz. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz Nilespit Projesinde kurduğumuz bisiklet istasyonlarından alınan ve sürülen bisikletler tahminimizce 2022 yılının ilk sekiz ayında dünya çevresinde 7 defa tur artacak kadar kullanıldı.  Bu çok küçük ama değerli bir örnek. Çok daha fazlasını yapmalıyız.  Hedefe ulaşmak için büyük dönüşümlere ihtiyacımız var.”

ORTAK AKIL VURGUSU

İklim konusunda ortak akıl vurgusu yapan Erdem, “İklim meselesi hepimizin meselesi, ortak aklı oluşturmak, işbirliklerini biçimlendirmek zorundayız. İşte bu yüzden Walk to COP 27 bizim için önemli.Hepimiz bu gezegenin bir parçasıyız. Bilime inanıyoruz ve bilim bize 1,5 derece hedefini gösteriyor. Öyleyse 1,5 derece hedefine uygun uluslarası politikaların geliştirilmesi gerekli. Sofokles der ki; “Kendine yardım etmeyene, tanrı da yardım etmez”miş.Öyleyse bütün insanlık tehlikenin farkına varmalı ve herkes, kendine yardım etmek için harekete geçmeli. Aksi halde hepimizi kaçınılmaz bir trajedi bekliyor.Herkes çocuklarına nasıl bir dünya bırakacağını düşünmeli.Dilerim bu buluşmalar tüm dünyaya dalga dalga yayılarak böyle bir hareketin başlamasını sağlar. Sözlerimi bitirirken bu buluşmaya evsahipliği yapan Şarm El-Şeyh’e ve ayrıca; Glasgow, Londra, Paris, Brüksel, Budapeşte, Avusturya, Bulgaristan, Almanya, Lübnan, Amman ve Kahire’ye de buradan selam gönderiyorum.” diye konuştu.