15 tesis, 19 santral ile kalitenin adresi BURSA BETON

Haber: Sercan Güler

Özellikle İstanbul’da son yıllarda kendiliğinden çöken binalar ve çöken istinat duvarları vakaları arttı. Bu tür vakalar neden artış gösterdi, nerede yanlış yapılıyor, neler yapılmalı?

Göç ve hızlı nüfus artışına paralel olarak kent merkezlerindeki yoğun yapılaşma nedeniyle birçok mahalle sosyal donatı alanından mahrum kaldı. İmar dışı yapılaşmalar ve imara uygun olsa bile zemin etüdü yapılmamış kalitesiz malzeme kullanılmış, projeleri denetlenmemiş yapılar ne yazık ki bu tür vakaların yaşanmasına neden oluyor. İlk beton üretim standardımızın 1994 yılında yayınlandığı ve o dönem ve daha öncesindeki en yüksek beton sınıfının güncel yasalara göre taşıyıcı sistemlerde kullanılmasına izin verilmeyen beton sınıfları olduğu düşünüldüğünde özellikle 25 yaş üzerindeki yapıların bağıl olarak daha büyük bir risk altında olduğunu söyleyebiliriz. 80’li yıllar ve öncesinde yüksek beton dayanım sınıflı betonlardan söz etmek mümkün olmadığı bilindiğine göre mekansal anlamda güvensiz olan eski yapılaşmaların kentsel dönüşüm projeleri kapsamında güvenli hale getirilmesi vatandaşlarımız için önem arz etmektedir.  Yerleşme ve yapılaşmaların etkin denetiminin sağlanması, kaçak yapılaşmanın önlenmesi, belirlenen tehlike ve riskleri önleyen, dışlayan veya etkilerini azaltan önlemlerin farklı amaç ve ölçeklerdeki mekansal planlama çalışmalarının yapılması , yeni yapıların sosyal unsurlar, yasal unsurlar, ekonomik koşullar, fiziksel özellikler ve yönetsel unsurlar dikkate alınarak inşaa edilmesi bu üzücü vakaların tekrar yaşanmaması için alınabilecek tedbirlerdir.

.

İnşaat sektöründe büyük bir daralma söz konusu bundan sonraki süreç için neler söylersiniz?

Mevcut koşullarda inşaat şirketlerinin ve inşaat büyüklüğünün mevcut konumunu koruması mümkün değil. Çünkü, sektör oldukça daralmış bir durumda. İnşaat uzun vadeli ve büyük yatırımlar gerektiren bir iş olduğu için insanlar mutlaka stabilite arıyor. Geride bıraktığımız yılın son çeyreğinde %8,7 gibi ciddi bir oranda daralan inşaat sektöründe bu yılın ilk göstergeleri, inşaat sektörünün 2019’a da iyi başlamadığını göstermektedir. Konunun hükümetimizin, kapsamlı, uzun vadeli ve çok yönlü bir yol haritası ile çözüme kavuşturabileceğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla, sektörde canlılık biraz daha uzun vadede gelecektir.50'den fazla alt sektörü doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen ve harekete geçiren inşaat sektörünün kendisine özel bir yapısı var. İnşaat dur dediğiniz zaman lokomotif etkisinden dolayı en zor durabilen, hadi başla dendiğinde de en geç başlayabilen bir sektör.

 Hazır beton sektörünün ülkemizdeki yeri ne durumda?

20.Yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte hız kazanan kentleşme ve altyapı çalışmaları, hazır beton ve beton ürünlerinin daha çok üretilip, yaygınlaşmasını sağlamış, dolayısıyla bu alanda pek çok teknolojik gelişme kaydedilmiştir. Türkiye’de ise oldukça genç fakat gelişimini sürdüren bir sektör olan hazır beton sektörü, gelişen ve önümüzdeki günlerde de gelişmeye devam edecek olan bir sektördür. Türkiye’de hazır beton üretimi birçok ülkeden geç başlamış olmasına rağmen bugün, yıllık 100 Milyon metre küpün üzeri üretim ve 16 milyar TL’nin üstünde gelir hacmiyle inşaat sektörünün en önemli parçası konumundadır.

Bursa Beton kaç tesisle faaliyetlerine devam ediyor?

Bursa Beton bugün; Bursa, Kütahya, Yalova ve Bandırma’da kurulu 15 tesis, tam otomasyonlu 19 beton santrali ile günlük 18.000 metreküp üretim kapasitesi, 30 beton pompası ve 150 transmiksere sahip güçlü araç parkı, yeni tesis teknolojisi, çevreci yaklaşımı ve koşulsuz müşteri memnuniyeti ile 24 saat kesintisiz hizmet sunmaktadır.

Özel ürünlerinizden ve diğer firmalardan farklarınızdan bahseder misiniz?

Ana faaliyet konumuz olan hazır beton ve agrega üretimimiz haricinde vibrabeton (kendiliğinden yerleşen beton), vipraşap (kendiliğinden yerleşen şap), çeton (çelik telli beton),kuruşap  ve hafif beton gibi farklı formlarda ve farklı markalarla müşterilerimizin ihtiyaçlarına çözüm sunan bir firmayız. Ar-Ge çalışmalarımız ile inşaat sektörünün ihtiyaçlarına kalıcı çözümler sunabilmek için kaliteli, durabilitesi yüksek ürün üretmek adına sürekli kendimizi geliştirerek, inovasyon çalışmalarımız ile müşterilerimize ‘’İlk’’leri sunmaya devam ediyoruz Yapım kolaylığı, ekonomik ve kalıcı olmasının yanı sıra milli sermayenin yurtiçinde kalması suretiyle ülke ekonomisine katkı anlamında da fayda sunan silindirle sıkıştırılmış beton yollar çalışmamızı pazara sunduk. Endüstriyel atıkların betonda değerlendirilmesi suretiyle hem çevreye hem de ülke ekonomisine faydalı olacak çalışmalarımız sürekli gündemimizde oldu.  Bizim başarımızın en önemli unsurundan biri her zaman müşteri odaklı bir yaklaşıma sahip olmamız. Her müşterimizin projesine özel çözümler sunabilen güçlü bir mühendislik ekibimiz, müşteri taleplerini anlayan ve en hızlı şekilde dönüş yapan bir satış ekibimiz var.

Depremin etkilerini azaltmak için neler yapılması gerekiyor, neler yapıyorsunuz ?

Malzeme olarak beton özellikle 1999 yılında meydana gelen deprem sonrasında en önemli unsur haline gelmiştir. Yapı stoğunun çoğunun betonarme olduğu ülkemizde, özellikle geçmişte, her deprem sonrasında yıkılan binalarda neredeyse birinci suçlu olarak betonun hedef gösterilmesi gerek idare gerekse beton üretici ve yapı denetçilerinin beton denetimine önem vermesine yol açmıştır. Günümüzde beton üretimi hazır beton tesislerinde bilgisayar kontrolündeki üretim sistemleri kullanılarak üretilmekte ve kullanıcıya taze halde, yani nihai özelliklerini kazanmadan sunulmaktadır. Beton kalitesindeki en önemli unsur, beton üretim yerinin ve sisteminin uygun olmasıdır Kaliteli üretimin sağlanması ve standartların uygulanması denetimle mümkündür.Son depremler sırasında büyük hasar gören yapılar incelendiğinde yapılaşmanın hızlı olduğu bölgede betonla ilgili temel bilgilerin kullanılmadığı ve gerekli denetimlerin yapılmadığı belirgin biçimde ortaya çıkmıştır.

Olası felaketlerin önüne geçmek için neler yapılması gerekiyor?  Bursa’da kentsel dönüşümde yaşanan son gelişmeleri nasıl değerlendirirsiniz?

Ülkemizdeki ve kentimizdeki imar dışı yapılaşmalar ve imara uygun olsa bile zemin etüdü yapılmamış, altyapı ve sosyal donatı alanları yetersiz, kalitesiz riskli yapı stoklarının güvenli hale getirilebilmesi, nüfus projeksiyonun büyümesi ile birlikte kentlerin makro form yapısının planlama standartlarına uygun tasarlanması için kentsel dönüşümün önemi tartışılmaz 2018 yılının ikinci yarısından itibaren hassas bir döneme giren inşaat sektörü ile birlikte kentsel dönüşüm projeleri de Bursa'da durma noktasına gelmiştir. Döviz kurlarında yaşanan artışın inşaat malzemelerine yansıması ve yürürlüğe giren imar barışı kanunu, 1 Ekim 2017 tarihinde yürürlüğe giren Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği kentsel dönüşümü önemli ölçüde etkiledi. Yerel ve merkezi idarelerin bir araya gelerek imar durumuna yönelik yeni kanun ya da yönetmelikler hazırlaması bununla birlikte hak sahibi maliklere düşük faizli ve uzun vadeli kredi desteği gibi desteklerin yapılabilmesi kentsel dönüşüm projelerine tekrar hız kazandırabilir. Son dönemde Büyükşehir Belediyemiz ve ilçe imar komisyonlarının da kentsel dönüşüm üzerine çalışmalar yaptığını bilmekteyiz. Yapılan açıklamalarda emsal artışı ve kat artışı gibi plansız dönüşümlerin aksine otopark, yeşil alan ve sosyal donatı alanları usulüne uygun olan projelerin gerçekleştirilmesine yönelik uygulamalara olanak verilmesi Yeşil Bursa’mız için umut vericidir.