banner204

banner177

banner193

banner205

Betonun telafisi yok! Dönüşüm şart

Bursa Çimento Fabrikası A.Ş. Genel Müdürü Osman Nemli, “Deprem gerçeğini göz önüne aldığımızda buradan çıkış yolu Kentsel dönüşümdür. İnşaat betonunun toplam inşaat maliyetindeki payı yüzde 3 ile 7 arasında değişiyor. Malzemeden ve ustalıktan kaçmamak gerekiyor. Yapılar için harcanan rakamlar göz önüne alındığında o yapılar çok pahalı bir mezarımız olabilir.” dedi.

ÖZEL HABER 07.10.2019, 16:37 07.10.2019, 17:05
Betonun telafisi yok! Dönüşüm şart

ÖZEL HABER : SERCAN GÜLER 

İnşaatların toplam maliyetleri içerisinde betonun payı yüzde 3 ile 7 arasında olduğu yapılan araştırmaya göre ortaya çıktı.

Bursa Çimento Fabrikası 1966 yılında Türkiye’nin ilk halka açık çok ortaklı şirketlerinden birisi olarak kuruldu. Bursa Çimento ilk kurulduğunda 1200 ortaklı kurulurken, kurulduğu günden bu yana da halka açıklığını hiç kaybetmedi. Hisselerin yüzde yüzü hala borsada işlem görürken,  günümüzde ise 3000 ortağı bulunuyor.

Bursa Çimento Fabrikası A.Ş Genel Müdürü Osman Nemli Bursa Çimento’nun tarihsel sürecinden bugünkü durumuna, ürün ve hizmetlerden, depreme karşı alınacak tedbirlere ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

 Bursa Çimento Fabrikası’na ilişkin bilgileri aktaran Genel Müdür Osman Nemli, “Fabrika kurulduğunda uzun bir süre sadece çimento alanında kalmış, ama daha sonra kendi içinde beton organizasyonu yapmış. Bugün yüzde yüzüne sahip olduğu Bursa Beton şirketi Türkiye’nin en büyük beton şirketlerinden birisi. Tek lokasyon olarak Bursa çevresinde faaliyet gösteriyoruz. Zaman içerisinde ÇEMTAŞ’ın hissedarı olarak  ÇEMTAŞ satın alındı. ÇEMTAŞ’ta aynı şekilde günümüzde Borsa İstanbul’da işlem görüyor. Nitelikli çelik üreticisi olan ÇEMTAŞ sektöründe lider firmalardan birisi. Aynı zamanda nitelikli ürettiği çelikten bir kısmını kendisi son ürüne çevirerek denge çubukları yapıyor. Mercedes’in, MAN’ın en önemli tedarikçilerinden birisi. İhtiyaçlar bu şekilde devam ederken birkaç tane küçük şirketin yanında bir de ihracat potansiyelinden dolayı RODA Liman’a yatırım yapılmış. RODA Liman’ın yüzde 50’si Bursa Çimento’nun. Bursa Çimento bir holding gibi buradaki holding şirketi de Bursa Çimento oluyor.” ifadelerini kullandı.

ATIK ISIDAN ELEKTRİK ÜRETİLİYOR

Türkiye’de atık ısıdan elektrik elde edilmesi yönünde öncü firmalardan biri olduklarını ifade eden Nemli, “Bursa Çimento, alanında yaptığı yatırımlarda hep önderlik etmiş.  Aynı şekilde endüstriyel atıklardan ısı enerjisi elde etmek için yapılan ilk yatırımlardan birisi de Bursa Çimentoya ait . Endüstriyel atıklardan elektrik üretilmesi çok önemli. Bu atıklar çöplüğe gönderilmiyor. Burada yakılıyor ve proses içinde doğaya dost biçimde tamamen yok ediliyor. Geriye hiç atık kalmayacak şekilde yakıldığı içinde sisteme çok ciddi desteği olan bir konu.” ifadelerini kullandı.

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI EN DÜŞÜK ŞİRKETLERDEN BİRİSİYİZ”

Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olduğunu ancak Bursa Çimento’nun ciddi oranda yerli ve kendi imkânlarıyla enerji kullandığına vurgu yapan Nemli, “Şu anda çimento, enerjiye dayalı bir sanayi. Enerjimiz ihtiyacımızda ciddi oranda yerli kaynak kullanıyoruz.  Enerjide dışa bağımlı olmayan en önemli şirketlerden birisiyiz. Enerjinin yüzde 65’ni ısıl kaynaklar, yüzde 35’ini de elektrik oluşturur. Elektriğimizin yüzde 25’ini atık ısıdan ürettiğimiz elektrikle geri kazanıyoruz.  Bizim atıklarımızın tamamı bu bölgeden topladığımız atıklar. Üzerine kömür ihtiyacımızın da büyük kısmını yerli kaynaklardan karşılıyoruz. Dolayısıyla dışa bağımlı kısmımız çok az kalıyor.” dedi.

“MÜŞTERİLERİMİZ PAYDAŞLARIMIZ”

“Yeniliklere, yatırımlara, araştırmalara devam ediyoruz. Müşterimiz bizim her şeyimiz, sadece onlara müşteri olarak bakmıyoruz. Paydaş, ortak olarak bakıyoruz. İhracatımızı da buna göre şekillendiriyoruz. Büyük ölçekli ihracat yerine butik ihracat yapıp müşteri ile karşılıklı ilişkimizi yönettiğimiz bir ihracat modelini seçiyoruz. İç pazardaki işlerimizi de bu şekilde yürütüyoruz.”

3 BİN KİŞİYE İSTİHDAM KAPISI

Bursa Çimento’nun üretim kapasitesinin kurulduğu güne göre artış gösterdiğini ifade eden Nemli, “Bugün geldiğimiz noktada orta ölçekli bir fabrika olan Bursa Çimento Fabrikası’nda kadrolu 300 işçi bulunuyor, taşeronlar ve bize devamlı hizmet edenlerle beraber baktığımızda 600’den fazla kişiye kadar çıkarken, bağlı şirketlerimizi de dâhil ettiğimizde 3000 civarında kişiye istihdam sağlanıyor.” dedi.

ÇİMENTO VE KLİNKER İHRACATI

“Bursa merkezli ve Bursa ağırlıklı olarak çalışıyoruz, Güney Marmara’da Bursa’nın çevre şehirlerinde rekabeti koruyacak kadar varız. Betonun hazırlandıktan sonra bir ömrü var, o yüzden uzak bir mesafeye sevkiyatı söz konusu olamaz. Çimento ve klinkerin ihracatını yapıyoruz. Aynı zamanda klinker bizim yarı mamulümüz. Fırınlarda kalker ve kili pişirdikten sonra ortaya çıkan yarı mamul ürüne klinker diyoruz. Çimentonun bir önceki safhası olarak ifade edebiliriz.”

SEKTÖRDE YÜZDE 40 DARALMA

Türkiye’de en sert düşüşü inşaat sektörünün yaşadığını ifade eden Nemli sektördeki daralmayı şu sözlerle anlattı, “Bazı sektörlerde yavaş yavaş pozitif yönde gelişmeler varken, inşaatta biz hala negatif büyümeyi azaltmaya çalışıyoruz.  Bunun en önemli yansıması doğrudan çimentoya oluyor. İnşaat yapılmadığı takdirde çimento satılmıyor. Aynı zamanda inşaat sektöründe devletinde çok önemli bir payı var. Devletin alt yapı yatırımlarındaki, inşaat sektörünü ilgilendiren bir çok başka alandaki yatırımlarının durgunluğu da bizleri etkiliyor. Yarım kalan projeler devam ediyor ancak yeni yatırımlara başlama konusunda bir yavaşlama var. Miktar olarak baktığımızda yüzde 40’lara kadar varan bir daralma var. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nin yayınladığı istatistiklerde, yüzde 40 daralmayı çok net görebiliyorsunuz.”

YARIM PROJELER TAMAMLANIYOR

“Son dönemdeki faiz düşüşleri konut satışlarında hareketliliğe sebep oldu. İnşaatlarını yarım bırakan firmalar, yarım bıraktıkları inşaatları bitirmeye yönelik eğilim sergiliyorlar. Müşterilerimiz içerisinde yaptığımız sohbetlerde önümüzdeki yıl bahara doğru yeni inşaatlara başlamayı düşünenler var. Dolayısıyla, yılbaşından sonra küçük bir hareket beklenebilir ancak sektörün, çok radikal bir şey olmadıkça 2016-2017 yıllarında olduğu gibi hızlanmasını beklemiyoruz.”

KONUT İHTİYACI SÜREKLİ ARTIYOR

Türkiye’nin nüfus olarak da büyüyen bir ülke olduğuna işaret eden Nemli, “Önceden evlenen insanlar annesinin babasının yanında yaşıyordu. Bu alışkanlık artık yok oldu.  Boşanma oranlarında da üzücü bir şekilde artış var. Boşanan çiftlerin de her biri birer tane ev tutuyorlar. Bu gerçeklere baktığımızda Türkiye’nin konut ihtiyacı giderek büyüyor. Son dönemde ortaya çıkan Suriyeli göçmenlerin de etkisiyle büyük bir konut ihtiyacı artmaya devam ediyor. Konut ve inşaat alanında bir büyüme olacak ancak tamamen ranta dönük, büyük paralar kazanılan bir sektör olmayacak. Daha gerçekçi, ayağı yere basan bir büyüme ile yoluna devam edecek.”

TAHLİYE EDİLECEK ALTYAPI YOK

Deprem gerçeğiyle yüzleşmemiz gerektiğini vurgulayan Nemli, “Bir bina riskli statüsü kazandığı anda hemen tahliye edilmesi gerekiyor. Fakat Türkiye, hızlı bir şekilde tahliyeye hazır değil. Kanunlarda, yönetmeliklerde bir problem yok. Uygulamada problemlerimiz var. Kentsel dönüşüm konusu büyük depremlerden sonra alınan en önemli kararlardan bir tanesi. Bugün uygulamaya baktığımızda Kentsel dönüşümün uygulamasına baktığımızda kanayan bir yara. Daire sahibi için de, müteahhit için de bir çoğu rant için kullanılmaya başlanmış. Kentin siluetine olumsuz katkıda bulunan bir uygulama haline gelmiş. Yapı denetim şirketlerinin yapılanmasında hiçbir sıkıntı yok ama uygulamada her saniyeyi kontrol edemeyeceğimiz için her konuda olduğu gibi sıkıntılar yaşanabiliyor.” ifadelerini kullandı. 

“UYGULAMADAN KAYNAKLI SIKINTILAR VAR”

Kentsel dönüşüme destek verilmesi gerektiğinin altını çizen Nemli dönüşümün nasıl uygulanması gerektiğini şu sözlerle anlattı, “Bugün sahip olduğumuz yasal altyapının kesinlikle yeterli olduğu görüşündeyim. Kentsel dönüşüme destek verilmesi gerektiğine inanıyorum ama bina bazlı değil, ada bazlı kentsel dönüşüme geçişi desteklemek gerekiyor. Büyük ölçekte Türkiye’de maalesef bina bazlı kentsel dönüşüm ön planda gidiyor. Bursa ada bazlı değil ama site bazlı dönüşümün küçük örneklerini yaptı. Fakat orada da bazı yanlış uygulamadan kaynaklı sıkıntılar hala gündemimizde duruyor. Riskli binaların tespiti için devlet yeterli hizmeti veriyor ancak binanın anında boşaltılması gerekiyor. Devlet onu yıkmakla mükellef ama bir plan yokken risk tespiti yapmakta çok anlamlı olmayacaktır. İnsanlar da bundan korkup risk tespiti yaptırmıyorlar.”

TEK ÇIKIŞ YOLU KENTSEL DÖNÜŞÜM

“Deprem gerçeğini göz önüne aldığımızda buradan çıkış yolu Kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşümün doğru şekilde uygulanması gerekiyor. Kişilerin haklarını korumak adına yasalarda yer alan maddeler zaman geliyor yüzlerce kişinin önünü tıkıyor. Özellikle bu anlamda belediyelerimizin yaşadığı çok büyük sıkıntılar var.”

BETONUN MALİYET İÇİNDEKİ PAYI YÜZDE 5!

Nemli, İnşaatın estetiğini etkileyen ürünlerin maliyetteki payı, dayanıklılığını etkileyen ürünlerden çok daha yüksek olduğunu vurgulayarak, “Vatandaşların standartlar dahilinde çalışan firmalara güvenmeleri gerekiyor. Sadece fiyat odaklı çalışmamaları gerekiyor. Sadece beton için demiyorum, tüm malzemeler için bu gerekli. Çünkü bu ürünlerin inşaatın toplam maliyeti içerisindeki payı çok düşük. İnşaatın estetiğini etkileyen ürünlerin maliyetteki payı, dayanıklılığını etkileyen ürünlerden çok daha yüksek. Biz bu anlamda bir üniversiteye çalışma yaptırdık.  İnşaat betonunun toplam inşaat maliyetindeki yeri konutun niteliğine, çok katlı olup olmamasına bağlı olarak maliyet içerisindeki payı yüzde 3 ile 7 arasında değişiyor. Doğru betonu kullanmazsak, ustalığını doğru şekilde yapmazsak asıl problem burada. Betonun tüm maliyet içerisindeki payının ortalama yüzde 5 olduğunu göz önüne alırsak, doğru beton seçimi ve uygulaması yapmadığımızda yüzde 5’i yüzünden tüm binayı riske atmış oluruz. Vatandaşın konut için harcadığı rakamları göz önüne alırsak çok pahalı bir mezarımız olabilir. Dayanıklılığı etkileyen yerde ne ustalıktan ne de malzemeden kaçmamaları gerekiyor. Çünkü bunun geri dönüşü yok. Fayans kırılır tekrar yapılır, duvarı kirişine dokunmamak üzere yıkıp diğer tarafa alabilirsiniz.  Ama bu betonu bir kere yaptıktan sonra geri dönüşü yok. Özellikle vurguluyorum konutun satış fiyatı değil konutun maliyetinin yalnızca yüzde 5’ini  beton oluşturuyor.” Aynı zamanda Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Osman Nemli, betonun maliyet içindeki payına ilişkin bilgiler devletin yayınladığı birim fiyatlar üzerinden yapılan araştırma sonucunda ortaya çıkarıldı.” açıklamasında bulundu.

ÇEVRE DUYARLILIĞI ÜST DÜZEYDE!

Kestel’i ne zaman sis kaplasa akıllara ilk Bursa Çimento’nun geldiğini ancak Bursa Çimento’nun çevre duyarlılığı konusunda örnek olduğunu ifade eden Nemli şu açıklamayı yaptı, “Bursa Çimento olarak çevreye çok duyarlıyız. Ancak mesele duyarlıyız demekle bitmiyor. Kestel bölgesini ne zaman sis kaplasa akıllara ilk Bursa Çimento geliyor. Çünkü çok göz önündeyiz. Bursa Çimento Fabrikası bacasından toz atılmaya başlanırsa, biz fabrikayı durdurur, tozun kaynağını buluruz, arızayı gideririz. Emisyonlarımız Valilik tarafından online takip ediliyor. O cihazlara müdahale etmemiz de mümkün değil. Bizim bulunduğumuz sanayi bölgesi içerisinde bizden çok daha başka kirleticiler var. Bu kirleticilerin kirlilikleri maalesef direk sağlığa zararlı. Bizim bacamız 100 metrede, onların bacaları 20-30 metrelerde. Bursa Çimento Fabrikası daha üst bölgede, onlar ovaya yakınlar. O fabrikaların saldıkları gaz direk olarak Kestel’in üzerine çöküyor. Bunun sorumlusu biz gibi gösteriliyoruz.  Bizim bacalarımızdan insan sağlığına zararlı hiçbir şey çıkmıyor. Fabrikamızın önünde bulunan yoldan kalkan toz bizim fabrika bacamızdan çıkan tozdan daha fazla. Çevremizdeki taş ocaklarının hiç biri kapalı tesis değil, filtre sistemi yok. Bizim yıllık kalker tüketimimiz yıllık 2 buçuk milyon ton civarında; sadece Kestel’deki taş ocaklarından çıkan taş bu rakamın en az 2-3 katı daha fazla. Binalarımızın iç tarafını tozuma yapmadan temizleyebilmek içinde çok ciddi yatırımlarda bulunduk. Bacamızın içinden çıkan gazın içerisinde nem var. Özellikle soğuk havalarda veya sabah geçişlerinde o rutubet bacadan çıktıktan sonra havadaki bulutların oluşumu gibi bulut oluşuyor. Vatandaşlarımızdaki en büyük yanılgıda o oluyor.”

.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 29 Mart 2024
İmsak 05:20
Güneş 06:45
Öğle 13:14
İkindi 16:45
Akşam 19:32
Yatsı 20:52
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P