Sürdürülebilir bir gelecek için sektöründe lider marka: BURSA BETON

Türkiye’nin dev projelerinde çözüm ortağı olarak görev alan Bursa Beton, kaliteli inşaatların harcına Bursa Beton imzasını atıyor. Bursa Beton Genel Müdürü Barbaros Onulay, köklü kuruluşun dünden bugüne gelişimini ve gelecek planları anlatan açıklamalarda bulundu.

 Bursa Beton A.Ş’nin 1986 yılından beri hazır beton konusunda faaliyet gösterdiğine vurgu yapan Bursa Beton Genel Müdürü Barbaros Onulay,  “32 yıldan beri 40 milyon metreküp hazır beton üretimi gerçekleştiren Bursa Beton; hazır beton sektöründe köklü bir geçmişe sahip olmanın tecrübesi ışığında, değişmek, gelişmek, yeni beklentilere ve olası yeni ihtiyaçlara yönelik nitelikli ürün fikirleri geliştirmeye yönelik çalışmalarını her zaman sürdürmektedir.” dedi.

15 TESİS 19 SANTRAL

Bursa Beton’un gelişen teknolojiye ayak uydurarak ülke genelindeki büyümesini dengeli bir şekilde sürdürerek çok sayıda kişiye istihdam sağlamasının yanı sıra ülke ekonomisini de büyük katkı sağladıklarını belirten Onulay, Bursa Beton hakkında şu bilgileri paylaştı, “Türkiye genelindeki büyümesini ve coğrafi yayılımını dengeli biçimde sürdüren Bursa Beton ’un; Bursa, Kütahya, Yalova ve Bandırma’da kurulu 15 tesiste, tam otomasyonlu 19 beton santrali mevcuttur. Günlük 18 bin metreküp üretim kapasitesine sahip olan şirketimiz, güçlü filo ağı ile gerektiğinde 24 saat kesintisiz hizmet verebilmektedir.” İfadelerini kullandı. Onulay ayrıca, Teknolojinin getirdiği olanakları en verimli şekilde kullandıklarını da ifade ederek, “Nitelikli insan kaynağı oluşturarak, ar-ge ile sürekli gelişime ve koşulsuz müşteri memnuniyetine odaklanarak, hazır beton sektöründe uzun ömürlü beton üretimi ve kaliteli hizmet sunumu ile öncüyüz.” dedi.

AR-GE İLE SÜREKLİ GELİŞİMİ HEDEFLİYORUZ

Onulay, Ar-Ge çalışmalarımızı gerçekleştirmeye devam ettiklerini, hazır betonda oldukça önemli olan pompalanabilir beton üzerine yapılan çalışmalar ile beton tasarımlarımızda iyileştirici faaliyetler gerçekleştirdiklerini de vurguladı.

DEPREM RİSKİ EN AZA İNDİRİLİYOR

Türkiye’nin deprem riski yüksek bir ülke olduğuna dikkat çeken Onulay, ülkemizde kentleşmenin paralelinde yüksek katlı binaların yapımı hızla arttığından, olası şiddetli bir depremde daha fazla kayıp yaşanma ihtimali de her geçen gün büyüdüğüne dikkat çekerek,  “Bu kayıpların önüne geçebilmek için bina inşa ederken; yüzeyin jeolojik ve sismik yapısı, bina yüksekliği, statik hesaplamaları, mühendislik hesaplamaları, taşıyıcı sistemleri, beton sınıfı gibi birçok parametrenin incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bursa Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’nde de deprem etkisini ve zararlarını minimize etmek için deprem izolatörleri kullanılmıştır. Deprem izolatörlerinin bağlandığı yapı düşey elemanlarının daha mukavemetli ve rijit olması gerekmektedir. Bursa Beton ‘un bu proje için gerçekleştirmiş olduğu Ar-Ge çalışmaları ve üretimi yapılan C60 sınıfı beton, şirketimizin teknoloji ve gelişime uyum sağladığının en net göstergesidir” şeklinde konuştu.

AKADEMİK ÇALIŞMALARA BÜYÜK DESTEK

Üniversitelerle olan iş birliklerinin önemine vurgu yaptığı açıklamasında, “Akademik çalışmalara ilişkin üniversitelerimize malzeme desteği vermenin yanında ortak yaptığımız projelerle de sektöre katkı sağlamaktan mutluyuz.Geçtiğimiz yıllarda endüstriyel atıkların betonda değerlendirilmesi suretiyle hem çevreye hem de ülke ekonomisine faydalı olacak çalışmalarımız sürekli gündemimizde oldu. Önümüzdeki yıllarda da bu sürecin yakın takipçisi olacağız.” İfadelerini kullandı.

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KOMİTESİ’ KURDUK”

Sürdürülebilirlik yaklaşımı ile kaynakların verimliliğini arttıracak, enerji tasarrufu sağlayan projelerin geliştirilmesinin Bursa Beton’un başlıca sorumlulukları arasında yer aldığına da dikkat çeken Onulay ülke ekonomisine katma değer sağlamak için Bursa Beton’un çalışmalarından şöyle bahsetti, “Kurumsal sürdürülebilirlik uygulamalarımızı geliştirerek bu uygulamaların şirket çapında benimsenmesini ve yaygınlaştırılmasını sağlamak için çalışıyor, faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda sektörümüze en uygun çevreci yaklaşımlar ile operasyonlarımızı tamamen uyumlu hale getirmeyi hedefliyoruz. Dünya üzerinde sahip olduğumuz her türlü ihtiyaçlarımızı, bize sunulan doğal kaynaklar ve bunların oluşturduğu zincir sayesinde karşılayabiliyoruz. Bursa Beton olarak dünyamızın sınırlı doğal kaynaklarını en etkin şekilde kullanmayı, yeni nesillerin yaşam hakkını korumayı, sosyal, çevresel ve ekonomik alanlarda ülkemiz için katma değer yaratmayı, bütün bu konularda sektörümüzde öncü şirket olmayı amaçlıyoruz. Şirketimizde, sürdürülebilirlik çalışmalarını daha koordineli bir biçimde yürütmek için ‘Sürdürülebilirlik Komitesi’’ kurduk. Komitemizde Şirketin sürdürülebilirlik performansının geliştirilmesi için projeler üretmeyi, sürdürülebilirlik stratejisi ile performansının takibinin sağlanması ve sürdürülebilirliğin karar alma mekanizmalarına ve iş modellerine entegre edilmesine yönelik çalışmaların yapılmasını amaçlıyoruz.”

YARINLAR BURSA BETON İLE GÜZEL

Kısıtlı doğal kaynakların kullanımı ve doğru tüketimi konusunda da titizlikle çalıştıklarını belirten Onulay, temiz bir çevre ve gelecek nesillere bırakılacak en güzel miras olan yaşanılabilir bir dünya için Bursa Beton’un örnek çalışmalarını şu sözlerle özetledi,”Büyük bir kararlılıkla bağlı olduğumuz yaklaşımımız doğrultusunda; tüm tesislerimizde azalan su kaynaklarını korumak ve onların sürdürülebilir olmasını sağlamak için beton üretim sürecinde geri kazanım suyu kullanıyor ve evsel atıksular dışında tesisler dışına su çıkışına izin vermiyoruz. Sürdürülebilir kalkınmayı başarabilmek için çevrenin korunması prosesimizin önemli bir parçasıdır. Çevresel faktörleri kontrol ederek tesislerimizde toz oluşturabilecek makine ve ekipmanlarımızı kapalı sistemler içinde çalıştırıyor, hammadde silolarımızda ise toz çıkışını önlemek adına filtreler kullanıyoruz. Mevzuat gereği sınır değerleri belirlenen hava kirliliği parametrelerimizi düzenli olarak yapılan ölçümler ile takip ediyoruz. Tesislerimizde artan beton ya da su, geri kazanım havuzundan kaynaklanan atıklar içerisinde bulunan agregalar, üretim sürecine yeniden kazandırılmaktadır. Tedarik zincirinin önemini biliyor, bizlerin sürdürülebilirlik konusunda sahip olduğu duyarlılığı tedarikçilerimizin de göstermesini istiyor ve tedarikçi takip prosedürü uyguluyoruz. Tüm paydaşlarımıza ‘sürdürülebilirlik’ ortak paydasında buluşma çağrısında bulunuyoruz. Çalışanlarımız ve diğer operasyonel paydaşlarımız olmak üzere, çevre koruma konusunda bilgi ve farkındalık düzeylerinin arttırılmasına yönelik eğitsel faaliyetlerimizi yürütüyor, tüm toplumun sosyal olarak kalkınmasına ve bilinçlenmesine katkıda bulunuyoruz. Önümüzdeki dönemde de ivme kazanan yeni projelerimiz ve güzel başarılarla tüm çalışmalarımızı sürdürülebilirlik ekseninde sürdürmeye devam edeceğiz.”