Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı"nda açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında Gazze'deki soykırıma değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin ateşkes reddini ele aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin ateşkes için kullandığı ret oyuna "böyle adil bir dünya olur mu" vurgusunu yaptı. 

"Aslında adil bir dünya mümkün. Ama Amerika ile değil."

İşte Cumhurbaşkanının o açıklaması;

Maalesef bu vahşet karşısında uluslararası kuruluşlar ve insan hakları örgütleri ihlallerin önüne geçecek hiçbir somut adım atmıyor. Biz ne dedik, dünya beşten büyüktür. İşte dün ne oldu? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde 5 daimi üye ve geçici üyeler fakat sadece Amerika'nın ret oyuyla maalesef malum ateşkes reddedildi. Tek başına, böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Ama biz ne diyoruz, aslında adil bir dünya mümkün. Ama Amerika ile değil. Çünkü Amerika İsrail'in yanında parasıyla bütün silah mühimmatı ile yer alıyor.

"Amerika bunun hesabını nasıl vereceksin"

Ey Amerika bunun hesabını nasıl vereceksin? Yani insanlık Amerika'ya insanlık için gerçekten Amerika bir Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi'ne destek veren ülke diyemeyecek bundan sonra. Başta biz diyemeyiz. Çünkü İsrail'in yanında yer alan Aylan bebeklerin karşısında yer alanlara diyoruz ki biz de sizin karşınızdayız.

"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden ise zaten bir umudumuz, beklentimiz kalmadı"

Ülkemizdeki Gezi Olaylarında ve Ukrayna'nın işgalinde olay yerlerine kamp kurup saatlerce canlı yapan BBC'den CNN'ine anlı şanlı basın organlarının en büyük icraatları failleri gizleyip zulmü gözlerden kaçırmaktan ibaret. İşte biliyorsunuz bizim TRT'nin ve Anadolu Ajansı'nın bir şehidimiz ve kamerayı paramparça ettiler. Hadi ne oldu? Siz basın özgürlüğünden yanaydınız nasıl oldu? Bunların her şeyi yalan. 70'i aşkın basın mensubu Gazze'de ne yazık ki ebediyete yürüdü. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden ise zaten bir umudumuz, beklentimiz kalmadı.

"Amerika'nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadı"

Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan Güvenlik Konseyi 7 Ekim'den bu yana İsrail'i koruma ve kollama konseyine dönüştü. Ne çatışmalar bir an önce dursun diyen 121 ülkenin iradesi ne Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin çabaları ne de geçici üyelerin gayretleri Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerini harekete geçirmeye yetmedi. Dün gece yapılan oylamayı Amerika'nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadı. Aralarında daimi üyelerin de olduğu 13 ülkenin tasarıya evet oyu vermesine rağmen maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın 5'ten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu.

"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile insanlığın bir yere varması mümkün değil"

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reforme edilmesi olmazsa olmaz şarttır. Bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile insanlığın bir yere varması mümkün değil. Bunu sadece burada konuşmuyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da bu ifadeleri aynan kullanan bir lider olarak söylüyorum.

"Gazze'den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez"

Gazze'deki zulümlerle birlikte Birleşmiş Milletler'in bu aciz ve işlevsiz yapısının da tüm dünyada sorgulanacağına inanıyoruz. Bakın çok açık söylüyorum Gazze'den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez. İşgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan zulmün hoyratlığın, barbarlığın hesabı insanlık vicdanı ile birlikte hukuk önünde de mutlaka sorulmalıdır. Gazze kasapları uluslararası mahkemelerde insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlerinin hesabını vermelidir. Allah'ın izniyle eninde sonunda vereceklerdir. Biz bu meselenin takipçisi olacağız. Bunu da Gazzeli masumlarla birlikte tüm insanlık adına yapacağız. Bir daha benzer dramlar yaşanmasın diye, anne babalar çocuklarının parçalarını toplamasın diye, zulüm zalimin yanına kar kalmasın diye, dünyanın dört bir yanındaki masumlar geleceklerine güvenle bakabilsin diye mücadelemizi cesaretle sürdüreceğiz. Gazzeli çocuklar için gözyaşları ile ciğerparelerine sarılan o Gazzeli anneler, babalar için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Rabbim Gazzeli kardeşlerimize sabır versin, tahammül versin, dayanma ve direnme gücü versin diyorum.

"Biz de kim olursa olsun zalimin hasmıyız, mazlumun da hamisiyiz"

TÜRKİYE'NİN DEV HAVAYOLU ŞİRKETİ BATTI TÜRKİYE'NİN DEV HAVAYOLU ŞİRKETİ BATTI

Tüm imkanlarımızla Filistin'in yanında olurken elbette gönül coğrafyamızdaki diğer kardeşlerimizi de ihmal etmiyoruz, etmeyeceğiz. Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Arakan'dan Türkistan'a ve Kırım'a kadar nerede hakkı çiğnenen, hukuku ayaklar altına alınan, zulme ve baskıya maruz kalan bir kardeşimiz varsa ona sahip çıkmak bizim görevimizdir. Daha önce de söylediğim gibi bizim nazarımızda Gazzeli kardeşlerimizle Doğu Türkistan Türkleri, Kıbrıs Türkleri ile Irak Türkmenleri arasında hiçbir ayrım hiçbir fark yoktur ve olamaz. Çünkü biz tüm bu coğrafyalarda yaşanan bu hadiselere merhum Akif'in şu mısralarında dile getirdiği yüksek vicdan penceresinden bakıyoruz. Ne diyor Akif, kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım ama severim mazlumu. Biz de kim olursa olsun zalimin hasmıyız, mazlumun da hamisiyiz.

Editör: Haber Merkezi