Hicret; zulmün karanlığından adaletin aydınlığına, çaresizlikten ümide yapılan bir yürüyüştü. Bir avuç mümin, her şeylerini geride bırakarak, inançlarını korumak uğruna bilinmeyene doğru yola çıktılar. Bugün Hicri Yılbaşı, o kararlılığı ve teslimiyeti hatırlamak için önemli bir vesiledir.
Muharrem Ayının Sessiz Bereketi
Yeni yılın ilk ayı Muharrem, İslam’da dört mukaddes aydan biridir. Bu ay, kalpleri duru bir ibadet havasıyla doldurur. Peygamber Efendimiz’in “En faziletli oruç, Ramazan’dan sonra Allah’ın ayı Muharrem’de tutulan oruçtur” buyruğu, bu ayın ne kadar kıymetli olduğunu gösterir. Özellikle Aşure Günü, tarihin önemli dönüm noktalarına sahne olmuş, farklı peygamberlerin dualarına kabul vesilesi kılınmıştır.
Yeni Bir Yıla Dair
Her hicri yılbaşı, insanın kendi iç muhasebesini yapması için bir fırsattır. Geride bırakılan yılın muhasebesi yapılır; kalpte, dilde ve davranışlarda bir yenilenme arayışı başlar. Kırgınlıklar geride bırakılır, kardeşlik duyguları tazelenir, dualar gökyüzüne yükselir.
Toplumsal Dayanışma ve Paylaşma Geleneği
Bu manevi iklimde aşure kaynatılır, sofralar bereketlenir. Komşulara tabaklar uzatılır, paylaşmanın sevinci yaşanır. Camilerde mevlitler okunur, dualar edilir. Hicri Yılbaşı, sadece takvimde yeni bir sayfa değil, gönüllerde de bir tazelenme çağrısıdır.
Bir Dua, Bir Niyet
Yeni hicri yılda, Rabbimizden kalplerimize huzur, coğrafyalarımıza barış, hayatlarımıza bereket diliyoruz. Hicretin ilham verdiği dirayeti, sabrı ve kardeşliği yeni yıla taşımayı temenni ediyoruz.