banner209

banner177

banner193

“Başka işlerle meşgul olursan pejmürde ederiz” 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kayyumla görevden alınan belediye başkanlarıyla ile bir araya gelmesini eleştirerek, “Buradan söylüyorum: İşini yap, başımızın üzerinde yerin var ama işini yapmanın dışında başka işlerle meşgul olursan pejmürde ederiz. Bu kadar açık ve net” dedi. 

POLİTİKA 03.09.2019, 13:26
“Başka işlerle meşgul olursan pejmürde ederiz” 

Teröre karşı anayasal ve demokratik düzenlemelerin sert ve net tutumları ortadayken, bugün bazı siyasî yapıların alenen teröre destek verdiğine işaret eden Bakan Soylu, “İlişkilerini inkâr dahi etmiyor ve diğer bazıları da bunlara moral veriyor, propagandasını yapıyor, siyasî destek veriyor. Göç, siyaset için manipüle edilecek, teröre müzahir yapılar siyaset için maskelenecek, bununla ilgili hukuk süreçleri muhalefet yapma adına itibarsızlaştırılacak, terör konusunda dünyada hukuk normları, uluslararası prensipler, uygulamalar, bu noktada görmezden gelinecek ve Türkiye bütün bunlara rağmen hem göçte, hem de terörle mücadelesinde hukuku, insanlığı ve ilkeselliği öncelemesine, kamu düzenini, insan canını, malını korumaya çalışmasına rağmen, mazluma el uzatmasına rağmen eleştirilecek, suçlanacak, sağ ve sola şikayet edilecek. Bu adil değildir. Bu hakkaniyetli bir değerlendirme de değildir” değerlendirmesinde bulundu. 


“Devlete meydan okur gibi tekrar aday gösterildi” 
Üç belediye başkanının terörle olan ilişiğinden dolayı devam eden kovuşturmaları sebebiyle anayasadan ve kanunlardan kaynaklanan yetki ve sorumluluk dahilinde görevden alındığını belirten Bakan Soylu, “Hatta bir tanesi, bütün Türkiye de iyi biliyor, önceki dönemde de görevden alınmıştı. Suçlu bulundu, sağlık bahanesiyle hapisten çıktı. Devlete meydan okur gibi tekrar aday gösterilmişti, biz bu üçünü görevden aldık. Türkiye’nin en büyük şehrinin yeni seçilmiş belediye başkanı, koşa koşa bunları savunmaya gitti. Biz, PKK ile ilgilerini alenen İçişleri Bakanlığı olarak ortaya koyduk ve bunların terör örgütüyle olan ilişiğini değerlendirdik. Demediler ki bizim terör örgütüyle bir bağımız yoktur, ama dünkü açıklamasında bu belediyelere iftira atıldı diyor. Biz attık iftirayı, biziz. Sadece yazıklar olsun. Ayıptır. Bu devlet 2 bin 200 yıllık geçmişinde şaklabanlıkla ayakta durmadı. Kurallarıyla, kararlarıyla, birliğine, beraberliğine, töresine, geleneğine, bayrağına ve birbirine olan sadakatiyle birlikte ayakta durdu. Çene yaparak ayakta durmadı. Kesinleşmiş hükmü yok diye bizi eleştirirken, kendileri dönüyorlar, bunların masumiyetine, terörle ilişiği olmadığına hüküm verebiliyorlar. Yahu sen hakim misin? Belediye başkanısın. İki laflarının biri seçilmiş, öyle değil mi? Dün aynı partinin belediyeleri, PKK ile el ele çukur ve bayrak eylemlerini gerçekleştirirken seçilmiş değiller miydi? Bizim aklımızla mı alay ediyorsunuz? Belediyelerin iş makinelerini PKK’ya tahsis ederken orada yetişen gençlerin, çocukların belediyeler vasıtasıyla dağa transferini sağlarken bunlar seçilmiş değil miydi? Bomba düzenekleri hazırlarken, evlatlarımızı şehit ederken, 107 polis, 156 asker, 15 köy koruyucusu, 36 vatandaşımız şehit edilirken bunlar seçilmiş değiller miydi?” dedi. 
“Cahil haddini bil” 
Eline fırsat geçmemesi gereken tarafın PKK terör örgütü olduğunun altını çizen Soylu, “Eline fırsat geçmemesi gereken devlet değildir. Kamu düzeni değildir, demokrasi değildir, adalet ve hukuk değildir. Buna böyle bakmak lazımken, devlet bu milletin hakkını nasıl koruyacak? Devletin eline fırsat geçmesin demek istiyorlar, ‘birilerine fırsat vermeyelim’. Birileri dediğin kim? PKK değilse kim? Cahil, haddini bil. Buradan tekrar söylüyorum, bu memleket 40 yıldır bu terör örgütüyle meşgul. Bükmüşüz, bir noktaya getirmişiz, tekrar buna kuvvet vermek, güç vermek senin ne haddine? Politika çok net ortada, 2014 yılındaki yerel seçimlerde PKK’ya müzahir olan siyasi partinin kazandığı belediye 103, 2009’da 98, aynı seviyede gidiyor. 2019 yerel seçimlerinde 59. 103’ten 59’a indi. Demek ki bu konularda atılan adımlar, vatandaşımızın orada demokratik tercihlerini terör ortadan kalkınca ortaya koyabileceğini göstermektedir. Bu kadar açık ve net. Bunu tekrar tersine çevirmek, tekrar o illerdeki, bölgedeki, ülkemizdeki huzuru bertaraf etmek sana mı kaldı? Kimse kusura bakmasın. Bugün Diyarbakır’da halay çekenlerin, evlatlarımız şehit edilirken, o eylemler yapılırken gıkları çıkmadı. Belediyenin kepçesinin terör eylemlerinde ne işi var diye bir kişiden söz duymadım. Ne zaman ki o eylemlerden sonra iş makinelerini PKK’nın emrine veren o belediyeleri görevden aldık, Türkiye’nin en batısından, İzmir’den kalktılar, koşa koşa geçmiş olsuna gittiler. Şimdi, aynısını yapıyorlar. Maşallah, hakim de onlar, kanun da onlar, etik de onlar, bakan da onlar, her şeyin doğrusunu bilen de onlar. İspanya’da mahkeme, 10 yıldır eylem yapmayan terör örgütü ETA’nın eylemlerine karşı sessiz kalmayı bile kapatma gerekçesi saydı. Bırakın söz söylemeyi, bırakın beraber, özellikle Atatürk fotoğrafı üzerinden terör örgütünün uzantılarını maskelemeyi, yazıklar olsun. Ona ses çıkarmayanlara da yazıklar olsun” şeklinde konuştu. 
“Başka işlerle meşgul olursan pejmürde ederiz” 
“Ay yıldızlı Türk bayrağı Diyarbakır Belediyesi ve diğer belediyelerden çıkartılırken, içiniz rahattı değil mi? Şimdi, gönlünüz terör örgütü müzahirlerine Atatürk tablosunu verirken rahat etsin. Atatürk’ün her türlü istismar edildiği ortamı gördük bu ülkede, ama terör örgütü üzerinden istismar edildiğine şimdiye dek rastlamadık. Yazıklar olsun” diyerek sözlerini sürdüren Soylu, “30 Ağustos’u yeni geçtik; Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün şehitlerimiz ruhu şad olsun, bunu çok net söylüyorum. Buralarda kalırız kalmayız, görevleri yaparız yapmayız, bunların hepsi, zaman içerisinde geçmişte kalacak işlerdir. Ama bu ülke hür olmalı, bu ülke ve bu millet sadece 780 bin kilometre kareye değil, etrafındaki coğrafyaya ve dünyaya kendi medeniyetini anlatabilmelidir. Bu tip şaklabanlıklar Türkiye’nin kendi istikametini başka bir noktaya çekmektir. Burada hepimiz bir nesiliz. 10 yıl önce de, 20 yıl önce de, 40 yıl önce de Türkiye, PKK terör örgütüyle karşı karşıya kaldı, evlatlarını kaybetti, ekonomisinde yoksunlaştı. Bu dönemleri hep beraber yaşadık, ne istiyoruz yahu, aynısı yeniden mi gelsin? Bizden sonraki nesiller de bu bizim yaşadıklarımızı yaşamaya devam mı etsin? Ballandıra ballandıra anlatıyor, sarılmışlar, kucaklaşmışlar, halay çekmişler. Allah neşenizi artırsın, gözümüz yok. Bir tarafta şehit aileleri dururken, gaziler dururken, Diyarbakır’a gitmişken Hacire anaya da bir uğrasaydın, oğlunun nasıl kaçırıldığını, bir oğlunun nasıl infaz edildiğini onun ağzından bir dinleseydin bari. Yoksa medya yapıcıların, ajansların sana öyle bir sufle yapmadılar mı? Buradan söylüyorum: İşini yap, başımızın üzerinde yerin var, ama işini yapmanın dışında başka işlerle meşgul olursan pejmürde ederiz. Bu kadar açık ve net. Bu ülke adına, bu millet adına, sağına soluna bakmayız. Yıllardır terörden acı çeken insanlar dururken, terörist cenazelerinde yas tutan adamlara böylesine bir destek milletimizin de bizim de gönlümüzü acıtır, kimse kusura bakmasın” dedi. 
“Türk bayrağına tahammül edemeyenlere karşı bizim duruşumuz nettir” 
Soylu, son dönemde yaşanan olaylara da işaret ederek, “Kandil’in atadığı eşbaşkan dedikleri kayyumlara, şehit yakınını işten atıp terörist yakınını işten alanlara, terörist cenazesine gidip gözyaşı dökenlere, Türk bayrağına tahammül edemeyenlere karşı bizim duruşumuz nettir ve buradan geri adım atmamız söz konusu değildir. Biz aklı karışık insanlar değiliz. Aklı karışık bir devlet de hiç olmadık, Allah’a şükürler olsun. Bizim bu topraklarda 2 bin 200 devlet geleneğimiz var ve biz bu birikimin hakkını vermekle mükellefiz. Tıpkı terörde yaptıkları gibi göç meselesinde de sürekli olarak manipülasyonu, fitneyi ortaya koymaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. En son İdlip’teki olay. 50 bin broşür dağıtıyorlar, diyorlar ki, ‘Türkiye kapılarını açıyor, sizi bekliyor’. Millet her şeyi topluyor, doğru kapıya hücum ediyor. Arkadaşlarımız gerekli tedbirleri alıyor, uyarıları yapıyor, ama içerisinde provokatif insanlar elbette söz konusu. Broşürleri dağıtanlar, bu yaygarayı koparanlar, aynı şekilde provokatif hadiselerini orada sergilemeye çalışıyorlar. Neyle karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz” diyerek sözlerini sürdürdü. 
“Terör örgütleri insan kaçakçılığı yapıyor” 
“Türkiye’nin göç politikasının ensar-muhacir çizgisinde şekillendiğine dikkat çeken Soylu, “Temel harekat tarzımız göçü engelleme değil, göçü yönetme üzerine kurulmuştur. 2011’den beri bu süreci yönetiyoruz. Yaklaşık 8 yıldır belirli bir politika dahilinde dönem dönem ağırlık verdiğimiz konular oldu. Söz gelimi, göç dalgasının başladığı ilk zamanlardaki önceliğimiz gelen insanların barınma, temel ihtiyaçlarının karşılanması ve kayıtlarının sağlıklı şekilde tutulması oldu. Sonrasında insanların sağlık, eğitim, çalışma ihtiyaçlarını birlikte düzenledik. Attığımız adımlarla ilgili birçok yasal düzenleme yaptık. Hiçbir sürecin uluslararası ve iç hukuka aykırı yürütmemeye, hiçbir noktada yasal boşluk bırakmamaya özen gösterdik. Bu 8 yıllık süreç içinde düzenli göçü yönetmenin yanı sıra düzensiz göç ile eş zamanlı bir mücadele ortaya koyduk. Gerek karada, gerek denizde polis, jandarma, sahil güvenlik ekiplerimiz insanüstü mesai ortaya koydular ve hala da bunu sürdürüyorlar. İllerimizi valilerimiz koordinesinde bu mücadeleyi farklı noktalara yaymaya çalıştık. Sadece Suriye değil, diğer Ortadoğu ülkeleri, Orta Asya ve Afrika ülkelerinden de ciddi bir düzensiz göç baskısıyla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmem lazım. Göçmen kaçakçılığının PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin en büyük gelir kaynaklarından birisi olduğunu biliyoruz. Hem uyuşturucu, hem yabancı terörist savaşçı geçişine sebep olduklarını biliyoruz. Kamu düzenini tehdit eder mahiyette olması sebebiyle bakanlık olarak her zaman teyakkuz halinde olduk” ifadelerini kullandı. 

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 13 Mayıs 2024
İmsak 04:01
Güneş 05:44
Öğle 13:05
İkindi 16:58
Akşam 20:16
Yatsı 21:52
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P