Uluslararası para fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva Dünya bankası yıllık toplantısı öncesi yaptığı konuşmada belirsizliğin küresel olarak yükseldiğini ve yükselmeye de devam edeceğini söyledi. Georgieeva, hazır olun, “belirsizlik yeni normal ve kalıcı olacak” dedi.
Türkiye sınai kalkınma bankası Baş ekonomisti Dr. Burcu Ünivar ise, küresel dengelerin kalıcı bir biçimde değiştiğini vurgulamıştı. “Bildiğimiz işi bilmediğimiz şekilde yapmamız gereken bir dönemdeyiz”. Reel sektör, halk, hepimiz sallantıya rağmen ayakta kalmaya çalışıyoruz. “Çünkü bu sefer başka türlü geliyor”.
İki Ekonomist’te şunu ifade etmeye çalışıyor. yeni düzenin en belirgin gerçeği: “Sabit belirsizlik”. Yaşadığımız türbülans artık geçici bir kriz değil, kalıcı bir yaşam biçimi haline geldi. Buradaki türbülans sadece ekonomideki dalgalanmalar değil insan davranışlarının, beklentilerin ve güven duygusunun sürekli yön değiştirmesinden bahsediyorlar. Bizlere düşen yegâne şey, Şu an yaptığımız, her şeyin sürekli dalgalandığı bu ortamda dalgalanmaların “dağılmaya” dönüşmemesini sağlamak. “Yani günü kurtarmak”.
Eskiden belirsizlik planlarımızı bozan bir faktördü, şimdi ise “planın ta kendisi”. Artık çoğu şey öngörülemez olduğu için öngörüsüzlüğün kendisi yeni bir öngörü biçimi oldu.
Bir şeyler belli ki değişiyor. Bu bir dönemin kapanışı gibi görünse de aslında yeniden yapılanmanın başlangıcı da sayılabilir. Sabit belirsizlik dönemi “dayanıklılık testine” dönüştü. Kazananlar planı en iyi yapanlar değil, değişimi en hızlı okuyanlar olacak. Konu artık krizi yönetmek değil, “kriz zaten hep var”. Yapılması gereken sürekli değişimi yönetmek.
Kabul edelim ki belirsizlik uzunca bir süre bizimle birlikte olacak. Yapılabilecek en akıllıca şey onunla yaşamayı öğrenmek.” Demem o ki artık hiçbir şeyi varsayamayız. Her şeyden emin olmalıyız”.
Hadi biraz geri çekilip bakış açımızı biraz daha büyütüp resme daha uzaktan bakmaya çalışalım.
2019/20'de COVID'in ilk günlerinde yaşanan kaosu hatırlıyorum ve her ne kadar yaşanan belirsizlik yoğun olsa da, o günlerde düşüşü geçici bir şey olarak kabul etmiştim. O zamanlar biraz araştırma yaptığımı ve tarihsel olarak resesyonların nispeten kısa ömürlü olma eğiliminde olduğunu bulduğumu hatırlıyorum. Bu bana teselli vermişti - "Tamam, biraz acı çekeceğiz ama işler istikrara kavuşacak ve toparlanacak ve sonunda her şey yoluna girecek" diye düşünmüştüm.
Ve bir bakıma öyle oldu. Borsa toparlandı ve hatta önemli ölçüde büyüdü. Ancak buna rağmen, belirsizlik hissi gerçekten gitmedi. Ekonomik güvensizlik hala havada asılı duruyor. Umarım ki yanılıyorumdur âmâ bu sefer freni patlamış kamyon gibi geliyor. Cahit Sıtkı’nın deyimiyle, sanmayın güller açar/Bülbül değildir öten/Bu rüzgâr başka rüzgâr.
Aslında şunu ifade etmek istiyorum. Bu kalıcı istikrarsızlık ve belirsizlik yeni normal midir? Yoksa sadece piyasalarda değil, insanların nasıl yaşadığı, çalıştığı ve güvende hissettiği konusunda daha geniş bir refaha giden bir yol hala var mı? dır. Yaşayıp göreceğiz.
Son olarak Bunuda söylemeden geçmeyeceğim. Sizde aynı duyguları benimle paylaşır mısınız ama Bir tüccar olarak, Ekonomik belirsizlik bende son zamanlarda zihnimde kök salan derin bir kaygı ve güvensizlik hissi yarattı. Aynı zamanda geleceğe dair beklentilerimi ve umutlarımı, birazda olsa karanlığa gömdü diyebilirim. Dolayısıyla kendilik algım mı zedelendi onuda bilemiyorum.
Sonbaharın tadını çıkarın, Neşeyle ve sağlıkla kalın.
EKİM 2025
Kaynaklar: Ad Just Brand